top of page

AŞILAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER


Bir aşı neden önemlidir?


Tarihte çiçek aşısı ile başlayan serüven bugün pek çok hastalığa karşı aşılanma ile devam etmekte, diğer taraftan sadece enfeksiyon hastalıklarına karşı değil, aynı zamanda hiperkolesterolemi, diabetes mellitus, alerjiler ve hatta nikotin ve kokain bağımlılığına karşı da aşı üretme çalışmaları son hızla devam etmektedir.


Aşı bağışıklığı (edinsel bağışıklık) şekilleri:

a. T hücrelerinin uyarılması:


Hücresel bağışıklık ile ilgilidir.

Th1 (IL-2, IFN-γ üretimi başlar. IFN-γ makrofaj ve doğal katil (natural killer; NK) hücrelerinin aktivasyonuna katkıda bulunurken IL-2 CD8+ T hücrelerinin aktivasyonu) ve Th2 aracılığı ile (IL-4, IL-5, IL-10 ve IL-13 üretimi artar ve sistem T hücre aracılı B hücre uyarımı başlar)


b. B hücrelerinin uyarılması:


Antijenle daha önce tanışmış ve MHC-II ile sunmuş olan B hücreleri CD40 eksprese eder. T hücrelerinin B hücre ligandına bağlanmasıyla birlikte bazı sitokinlerin (örneğin IL-4, IL-10, TGF-β) yapımındaki artış B hücresinin IgM üretiminden IgG üretimine geçmesini sağlar. Ayrıca CD40, bellek hücrelerinin oluşumuna da katkıda bulunur. İnsanda kullanım onayı bulunan iki adjuvan (alüminyum ve MF-59) bağışıklık yanıtının Th2’ye doğru kaymasına neden olur. Bazı antijenler T hücresi yardımı olmadan B hücrelerini uyarır. ( Ama T hücresinden bağımsız olanlar bellek oluşturmazlar ve Ig M den Ig G ye geçiş olmaz.)


Polisakkarid yapıdaki aşılar ilk 2 yaşta kullanılamamaktadır. (Polisakkarid meningokok ve polisakkarid pnömokok). Ancak polisakkarid yapıdaki antijenlerin protein taşıyıcılarla konjuge edilmesi T hücresinden bağımsız olan bu antijenleri T hücre bağımlı hale getirir. Böylece konjuge aşının süt çocuklarında etkin olması, belleğe kayıt edilmesi ve IgG yanıtını uyarması sağlanır (örneğin Hib aşısı, konjuge pnömokok aşısı).


T hücresi bağımlı antijenlerle ilk kez karşılaşmada 7-14 gün içinde ortaya çıkan IgM yanıtı (birincil bağışıklık yanıtı) daha sonraki karşılaşmalarda çok hızlı bir IgG yanıtına dönüşür (ikincil bağışıklık yanıtı). Bunu sağlayan bellekli B hücreleri ve uzun ömürlü plazma hücreleridir. Oluşan IgG yanıtı hastalık etkeninin nötralizasyonunu, opsonizasyonunu veya antikor bağımlı hücresel öldürülmesini sağlayarak etkili olur.


Hem enjeksiyonla hem de mukozal yolla verilen aşıların mukozal bağışıklığı da uyarması istenir. Sistemik yoldan verilen aşıların hepsi bunu sağlayamazken mukozal yoldan verilen aşıların (örneğin oral polio aşısı, rota virus aşısı) mukozal bağışıklığı uyardığı bilinmektedir. Mukozal yüzeylerde patojenlere ve solubl protein antijenlere karşı IgA yanıtı ağırlıklı olarak yardımcı T hücreleri aracılığıyla yönlendirilir.

Aşı çeşitleri:

  • Canlı aşılar

Bir virüs ya da bakterinin hastalık yapma özelliğinin ortadan kaldırılması, ancak vücutta çoğalma ve bağışıklık oluşturma yeteneğinin korunmasına dayanır.

Örn; kızamık, kızamıkçık, kabakulak, OPV, suçiçeği, BCG aşıları.

  • İnaktive aşılar

Virus ya da bakterinin tamamı (boğmaca, influenza, hepatit A, inaktif polio virus (IPV) gibi) veya bir kısmı (hepatit B, influenza, aselüler boğmaca, difteri, tetanoz gibi) kullanılarak hazırlanırlar.

  • Fraksiyonel aşılar ya protein ya da polisakkarid temele dayanırlar. Örneğin, toksoid aşılar (difteri, tetanoz gibi) protein temeline dayalı fraksiyone aşılardır.

Çoğu polisakkarid aşılarında saf olarak ayrılmış hücre duvarı (pnömokok, meningokok) bulunur.


Aşı Yanıtını Etkileyen Faktörler


Aşı nedenli faktörler:


1. Aşının türü (canlı, inaktif, protein, polisakkarid, konjuge)

2. Uygulanma yolu (enjeksiyonla, mukozal yolla)

3. Dozu

4. Adjuvan içeriği (Bugün insan aşılarında kullanılan adjuvanlar alüminyum, MF-59 ve AS01, AS03 ve AS04’tür. Bunlardan en yaygın kullanılan alüminyum tuzları ağırlıklı olarak Th2 uyarımı yaparlar. Daha güçlü Th1 uyarımı için IL- 12, QS-21 (kolesterol / saponin karışımı Quil 1 derivesi), GM-CSF (graanülosit makrofaj koloni uyarıcı faktör) gibi maddelerin adjuvan olarak kullanımı ile ilgili çalışmalar sürmektedir. Tek bir tip adjuvanın bağışıklık yanıtına katkısı yerine farklı adjuvanları bir arada içeren ve bağışık yanıtın çeşitliliğini artıran adjuvan sistemleri (AS) kullanıma girmiştir. Hem sitotoksik T lenfosit hem de B hücre yanıtını uyaran aday adjuvanlar arasında bağışıklık sistemini uyaran kompleksler (immune-stimulating complexes: ISCOMs), liposomlar ve metile olmamış CpG motifleri sayılabilir.)


Bireye ait faktörler:


1. Yaş

2. Genetik etmenler

3. Eşlik eden hastalıklar

4. Kullanılan ilaçlar

5. Beslenme durumu

6. Hastalık etkeni ile karşılaşma


Sağlık sistemine ait faktörler:


1. Soğuk zincir

2. Aşılama şeması

3. Aşı uygulayıcısının aşıyı hazırlama ve uygulama konusundaki yetkinliğidir.


Aşılar hakkında notlar:

  • Canlı aşılar tek doz yapılır.

  • Protein yapısındaki aşılarda her tekrarlanan aşı dozundan (rapel) sonra antikor düzeyleri daha da yükselir.

  • Polisakkarid aşılarda aşı dozları tekrarlansa bile antikor titreleri artış göstermez. Bu aşılara karşı immun yanıt yeterli olmadığından 2 yaşından önce uygulanmaz.

  • Konjuge polisakkarid aşılarında (Hib, PCV) ise polisakkaride protein bağlanmış, böylece polisakkaridlere karşı daha güçlü immun yanıt elde edilmiştir. Bu nedenle, konjuge polisakkarid aşılar 2 aylıktan itibaren çocuklara uygulanabilir.

  • Her ülkenin kendi koşullarına uygun bir aşı şeması vardır. Bu şema, ülkenin epidemiyolojik verilerine göre düzenlenir.

  • İnaktive aşılar ise genellikle ilk dozdan sonra koruyuculuk sağlamazlar. Koruyucu immun yanıt ancak 2. ya da 3. dozdan sonra gelişir. Tetanoz ve difteri gibi inaktive aşılar uygulandıktan birkaç yıl sonra antikor titreleri koruyucu düzeylerin altına düşer. Bu nedenle, antikor titrelerini yükseltmek için bu aşıların rapellerinin belirli aralıklarla uygulanması gerekir.

  • Bütün inaktive aşılar için yaşam boyu belirli aralıklarla rapel uygulanması gerekmez. Örneğin, H. influenzae tip b (Hib) enfeksiyonu 5 yaşından büyüklerde nadir görüldüğü için rapel doz gerekmez. Antikor düzeyleri düşse bile immunolojik bellek uzun süre devam ettiğinden hepatit B aşısından sonra da rapellerin yapılmasına gerek yoktur.

  • · Adjuvan içeren aşıların kas içine yapılması tercih edilir, eğer deri altına yapılırsa reaksiyon daha fazla olur.

  • Aşıların içinde antijenler dışında bulunanlar; suspansiyon sıvıları, stabilize edici ve koruyucu maddeler ve immunojeniteyi artıran adjuvanlar

  • Bazı aşılar hastalığın geçirilmesinden daha fazla antikor oluşturur. Mesela; HPV aşısı, enfeksiyonun kendisinden daha fazla immun yanıta neden olur. Bunun en önemli nedeni, HPV enfeksiyonun viremiye neden olmadan epitele sınırlı kalması, aşının ise sistemik olarak immun yanıta neden olmasıdır. Cok düşük antikor seviyeleri bile HPV’nin servikal epitel hücresine girişini önlemektedir.



Hazırlayan: Uzm.Ecz. Şeyma Şahin

Comments


bottom of page