KAMUOYUNA !
AÇIK MEKTUP !
ESKİ SSK ECZANELERİNİN AYAK SESLERİ GELİYOR!
Sağlıkta Dönüşüm Projesi çerçevesinde terk edilip kapatılan, eczacısız ve eczanesiz ilaç hizmetinin sunulduğu eski SSK eczanelerinin alternatifleri son yapılan düzenlemelerle adeta birer birer hortlatılmaya çalışılmaktadır.
Ülke genelindeki 24 Bin eczaneden konforlu ve rahat bir şekilde halkımıza sunulan ilaç ve eczacılık hizmeti; vatandaşlarımızın hiçbir şikayeti olmamasına, kamunun hiçbir kaybı veya zararı olmamasına rağmen yapılan yeni düzenlemelerle eczane dışına çıkarılmaya çalışılmaktadır.
2010 Yılından bu yana, son beş yıldır devletin eczanelere ödediği ilaç bedelinde neredeyse hiçbir artış olmamasına rağmen, ilaç harcamalarının yüksekliği gerekçe gösterilerek hayata geçirilen düzenlemeler, ekonomik açıdan adeta can çekişen serbest eczanelerin yaşamlarını sonlandıracak niteliktedir.
Asli görevi sigortacılık olan geri ödeme kurumunun ilaç imalinden ithaline, internet üzerinden ilaç temininden kurum ya da hastane içinde ilaç dağıtım noktası kurmaya kadar akla gelebilecek tüm alternatif geri ödeme yöntemlerini kullanma yetkisini alması, kanser ilaçlarının Özel ve Kamu hastaneleri aracılığıyla 1 Temmuzdan itibaren hastalara ulaştırılacak olması, eski terk edilmiş kalitesiz ve sağlıksız ilaç hizmetinin sunum yöntemlerinin tekrar hayata geçirilmeye başlandığının işaret fişeği olduğu gibi, bize göre serbest eczanelerin de artık sistem dışına çıkarılmak istendiğinin bir göstergesidir.
Tüm yapılan düzenlemelerde Kamu Yararı olduğu gerekçesi arkasına saklanılmasına rağmen bu düzenlemeler maliyeti düşürmemiş, eczane dışına çıkan her ilaç ve her yeni ilaç temin yöntemi devletin yükünü hızla arttırmıştır.
Devletin daha ucuza ilaç temin edileceği gerekçesi ile kendi belirlediği fiyatın da altından almaya çalıştığı için normal yoldan ithal edilemeyen ilaçlar, şimdi eskiye oranla en az üç kat pahalıya özel olarak ithal edilmektedir. 2010 yılında 250 milyon TL ödenen eczane dışı ithal ilaç miktarı, 2014 yılında 5 Kat artarak 1 milyar 242 milyon TL’ye yükselmiştir.
Diğer taraftan; aynı dönem içinde yaklaşık yüzde 50′ lik bir enflasyon olmasına ve nüfus artışına bağlı olarak ilaç tüketimi kutu sayısı olarak artmış olmasına rağmen, eczanelere ödenen ilaç bedeli de, ilaç fiyatları da 2011 yılından itibaren iddia edilenin aksine resmi rakamlardan da açıkça görüleceği üzere düşmüştür.
Dünyada hiçbir sektörün sadece enflasyon oranında artmış olsa bile, artan maliyetler karşısında ciro ve kar kaybı yaşayarak faaliyetlerini sürdürmesi mümkün değildir.
Dünya ekonomi tarihinde böyle bir örnek bulunmamaktadır!
Sürekli olarak emeğinin birikimi olan rafındaki ilacının değeri eriyen eczacılar, önce kendi birikimlerini, sonra aile fertlerinin birikimlerini tüketmişler, şimdi ise bankalardan aldıkları kredi borcuyla eczanelerini yaşatmaya, hayatlarını devam ettirmeye çalışmaktadırlar.
İlaç fiyat indirimlerinden oluşan zararların karşılanmasına yönelik hiçbir yasal düzenleme yapılmaması bir yana, artık 3 TL sınırına dayanan Euro ‘nun ilaç fiyatı hesaplanırken yasal mevzuata aykırı bir şekilde hala 2009 yılındaki gibi 2 TL’den hesaplanmasının sektörün hiçbir kesiminin faaliyetini kesintisiz sürdürmesine imkan vermeyeceğini, sektörün çok büyük bir kesiminde domino etkisiyle ciddi yıkımlar yaşanacağını yetkililerin artık görmezden gelmemesi gerekmektedir.
Zira ilaç ; tıpkı su gibi, ekmek gibi, ihtiyaç anında bulunabilir ve ulaşılabilir olmak zorunda olan bir üründür.
İlaç, ucuza temin edilmek istenirken ; sudan ucuz bedavadan biraz pahalı hale getirildiği için artık bulunabilir olmaktan, dolayısıyla da ulaşılabilir olmaktan çıkmak üzeredir.
Geri ödeme kurumu hastalardan tahsil ettiği reçete katılım payı ve ilaç katılım payıyla neredeyse reçetelerin yarısını hastalardan tahsil eder hale gelmişken, eczacıların aynı reçetelerden elde ettiği kazancın, kurumun elde ettiği kazancın yarısı bile olmamasının ekonomik ve iktisadi olarak bir izahı bulunmamaktadır.
Seçimlere giren tüm siyasi partilerimizin; bulunamayan, ulaşılamayan ilacın, belirlenen resmi satış fiyatı ne olursa olsun, en pahalı ilaç olduğunun bilincinde olması gerektiğini bir kez daha altını önemle çizerek hatırlatmak istiyoruz.
Biz eczane eczacılarının sendikası olarak tüm siyasilerden çok açık ve net bir talepte bulunuyoruz:
Düşerken mevzuata göre günü gününe güncellenen döviz kurunun yine aynı mevzuata uygun olarak güncellenmesini, alış fiyatını ve satış fiyatını devletin belirlediği ilaçtaki fiyat düşüşlerinden oluşan zararların karşılanmasını sağlayacak yasal düzenleme yapılmasını ve eczacılık hizmetinin kesintisiz sürmesini sağlayacak dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan her ülkede uygulanan kutu başı eczacı meslek hakkının verilmesini istiyoruz.
Çünkü ; “Yaşatmak” için “yaşamak” zorunda olan eczanelerimiz aslında halkımızın sosyal bir sığınağı , ilk adımda ulaşılan sağlık merkezi olduğunu, “olmadığında” ise yerine konulacak herhangi bir meslek bulunmadığını bilgilerinize sunuyor ve bu amaçla da diyoruz ki ;
İlacınızın her zaman bulunabilir ve ulaşılabilir olması için eczacınızı ve eczanenizi kaybetmeyin !
Zira ; dünyanın neresinde olursa olsun eczane dışından alınan ilaç, en pahalı ilaçtır.
Saygılarımızla…
TÜM ECZACI İŞVERENLER SENDİKASI (TEİS)