top of page

İEİS 2022 TÜRKİYE İLAÇ SEKTÖRÜ RAPORU

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) tarafından https://www.ieis.org.tr/static/shared/publications/pdf/23623XAfT_tr_ilac_sektoru_2022.pdf adresinde 2022 Türkiye İlaç Sektörü Raporu yayınlanmıştır.


Rapor, Türkiye ilaç sektörünü son 8 yılını ve 2022 yılı dahil analiz etmektedir. İlaç sektörüne ilişkin ruhsatlandırma, yatırım teşvikleri, Ar-Ge, üretim, istihdam, fiyat politikaları, finansal veriler ve dış ticaret analizlerine yer verilmiştir. Genel olarak, rapor Türkiye ilaç sektörüne ilişkin kapsamlı bir analiz sunmaktadır ve sektörün mevcut durumunu, gelecekteki potansiyelini ve karşılaştığı zorlukları ele almaktadır.


Türkiye ilaç pazarının değer ölçeğinde %77,8 büyüme ile 109,8 milyar TL'ye ulaştığı belirtilmektedir. Bu büyüme, bileşik bazda yıllık (CAGR) %29,9 düzeyinde bir artış ifade ederken aynı dönemdeki %711 düzeyindeki üretici fiyatları enflasyonu göz önüne alındığında reelde %22,8 oranında bir küçülmeye işaret etmektedir.


2022 yılında; Reçeteli ilaç pazarı 2,5 milyar kutu, reçetesiz ilaç 30 milyon kutudur. Reçeteli ilaçlardan geri ödeme kapsamında olanlar 2,48 milyar kutu satılırken, geri ödeme kapsamında olmayanlar 40 milyon kutu satılmıştır.


2022 yılında döviz kurlarında ve maliyetlerde yaşanan hızlı artışlar karşısında Temmuz ve Aralık aylarında ilaç kurunda güncelleme yapılmasına rağmen ilaç sektörünün içinde bulunduğu mücadele şartları ağırlaşmış, sektör büyük kayıp yaşayarak reel değerde 2015 yılının da gerisinde kalmıştır.


Değer bazında pazar payı en yüksek ilaç grubu %15 ile Onkoloji tedavi grubudur. Kutu bazında pazarda başı çeken tedavi grupları ise %9,7 ile antiromatizmal ve %9,6 ile kardiyovasküler ilaçlar olmuştur.


Ayrıca, pazara yeni sunulan ilaçlar adet ve ATC1 bazında incelendiğinde, en fazla paya sahip olan tedavi gruplarından ilk sıra, sindirim sistemi ilaçları (%14) ve sistemik kullanılan antiinfektif ilaçlardan (%14) oluşmaktadır.


2015-2022 yılları arasında ilaçların ortalama fiyatı %4045 artarak 4299 TL olmuştur. Bu değişim, enflasyondan arındırıldığında reel olarak %37,8 oranında bir gerilemeye işaret etmektedir.


2022 yılında kurda yaşanan hızlı artış sonucu ilaç fiyatlarında Temmuz ayında ikinci bir düzenleme yapılmasına, 15 Aralık tarihinde 2023 Dönemsel Avro Değeri’nin erken uygulamaya alınmasına rağmen 2021-2022 dönemi eflasyondan arındırıldığında ilaç pazarında %17,1, referans ilaçlarda %17,3, eşdeğer ilaçlarda %12,1, ithal ilaçlarda %6,5 ve imal ilaçlarda %15,3 oranında ortalama fiyatların azaldığı gözlenmektedir.


Pazardaki ilaçların adet bazında perakende satış fiyatı dağılımına bakıldığında 2015- 2022 yılları arasında döviz kuruna bağlı fiyat artışları nedeniyle yapılan düzenlemelerle 0-10 TL fiyat aralığındaki ürünlerde oran neredeyse sıfır seviyesine gelmiştir. 2022 yılında 25 TL ve altındaki ürünlerin pazardaki payı %3 seviyesine inmiş, pazarda en büyük paya %32 ile 250 TL üzerindeki ürünler ulaşmıştır.


Covid-19 pandemi sürecini takiben bağışıklık sistemlerini güçlendirmeye yönelik birçok bilginin sosyal iletişim kanallarında sık sık dolaşıma girmesiyle 2020 yılından itibaren hızla büyüyen Sağlık Ürünleri (Sağlık Bakanlığı’ndan onaylı geleneksel bitkisel tıbbi ürünler, farmasötik formdaki bazı tıbbi cihazlar ile Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan onaylı mamalar, vitaminler ve gıda takviyeleri) pazarı; 2022 yılında kutuda %22,6 artarak 98 milyon kutuya, değerde %95 artarak 7,45 milyar TL’ye ulaşmıştır. Kutu bazında %72’sini vitamin ve gıda takviyesi gibi ürünlerin oluşturduğu sağlık ürünleri pazarı 2015-2022 yılları arasında değer bazında 8 kat büyüklüğe ulaşmıştır.


2022 yılı 614 yeni ruhsat sayısına ulaşarak 2011-2022 dönem ortalaması olan 658 ruhsat sayısına yaklaşmıştır. Ruhsat sürecinin uzaması ve yeni ilaçların piyasaya sunulamaması hem firmaların ileriye dönük yatırım ve planlamalarına büyük darbe vurmakta hem de tüketicinin alternatif ilaçlara ulaşımını geciktirmektedir. Buna ilave olarak yeni ilaçların piyasaya sunulamaması; üretim, istihdam, SGK alımları nedeniyle kamu maliyesi ve ihracat üzerinde de olumsuz yönde etki yapmaktadır.


İlaç ihracatının Türkiye ihracatı içindeki payı 2020 yılında tarihinde ilk defa %1’in üzerine çıkmış ve ilacın dış ticaret açığı içindeki payını aşağıya çekmişti. 2022 yılında ilacın ihracat içindeki payının %0,75 seviyesinde olmasına rağmen, ithalat içindeki payının %1,46 seviyesine gerilemesi dış ticaret içindeki payını %3,1 seviyesine kadar indirmiştir. Bu oranlar ilacın stratejik ve katma değeri yüksek bir endüstri olduğunu bir kez daha göz önüne sermektedir.


Ülkemizdeki ilaç fiyatlarının ihracat yaptığımız ülkelerde referans /kaynak fiyat olarak kabul edilmesi, firmalarımızın diğer ülke pazarlarına olması gerekenden daha düşük fiyatla girmesine neden olmaktadır. İhracata yönelik hedef ülkelerde yaşanan ruhsatlandırma, gümrük gibi süreçlere ilişkin yaşanan sorunlar, ilaç firmalarının çok büyük bedellerle destek verdiği ve ülkemiz kamu yararı için oluşturulan fiyatlandırma politikasından yararlanılarak ilaç firmalarının onayı olmaksızın yapılan ihracat gibi sorunların çözümü sanayimizin dünyanın önde gelen ilaç üreticilerinden ve ihracatçılarından birisi konumuna gelmesi için önem taşımaktadır.


Raporun diğer sayfalarında, Türkiye ilaç sektörüne yönelik düzenlemelerin hayata geçirilmesi için çalışmaların sürdürüldüğü, ilaç endüstrisine yönelik pazar ve makro ekonomik verilerin derlendiği ve kapsamlı analizler yapıldığı belirtilmektedir.


Ayrıca, Türkiye ilaç sektöründe faaliyet gösteren kuruluşların sektöre katkıları da raporda ele alınmaktadır.


Raporda, Türkiye Biyoteknolojik İlaç ve Aşı Platformu ve Türkiye İlaç İhracatçıları Platformu gibi kuruluşlarla işbirliği yapıldığı ve endüstrinin önünü açacak düzenlemelerin hayata geçirilmesi için gayretle ve kararlılıkla çalışıldığı ifade edilmektedir.


Raporun diğer bölümlerinde, Türkiye ilaç sektöründe Ar-Ge faaliyetlerine ve yatırımlara ayrılan bütçeler, ilaç fiyatları, ilaç ihracatı ve ithalatı, ilaç üretiminde kullanılan teknolojiler ve istihdam verileri gibi konular ele alınmaktadır.


Raporda geri ödeme politikalarına dair bazı bilgiler yer almaktadır. Raporda, 2009 yılında küresel kriz etkilerinin kamu maliyesi üzerinde yarattığı baskıyı aşmak amacıyla hayata geçirilen ve radikal düzenlemeler içeren global bütçe uygulaması, sağlık harcamalarını sadece ilaç fiyatlarına yönelik alınan önlemlerle kontrol altına almaya çalışmıştır. Sağlanan hizmetle orantılı olmayan ilaç bütçeleri belirlenmiş ve ilaç bütçesinin aşılması gerekçe gösterilerek ilaç fiyatları sürekli düşürülmüş, SGK iskonto oranları ise artırılmıştır. Bunlara ek olarak, mevzuatta aranan şartlar sağlandığı halde AB kaynaklı ilaç fiyatlarının TL’ye dönüştürülmesi için kullanılan Avro değerinde dönem deönem güncelleme olduğu belirtilmiştir.


2021 yılının son çeyreğinden başlayan hızlı kur yükselişlerine rağmen 2022 ilaç kurunun mevzuat çerçevesinde 6,2925 TL olarak Şubat ayında uygulamaya alınması sektörün maruz kaldığı ağır şartların hafifletilmesinde yetersiz kalmıştır. Süratle değişen ekonomik ortam karşısında sektörün çok zor durumda kalmasıyla Temmuz ayı içinde ilaç kuru %25 artış ile 7,8656 TL’ye çıkarılmıştır. Döviz kurları ve maliyet kalemlerindeki artışın devam etmesiyle 2023 ilaç kuru %36,8 oranında artışla 10,7577 TL olarak belirlenmiş ve 2022 yılının Aralık ayında uygulamaya alınmıştır. Yaşanan bu süreç sektörün devamlılığının sağlanabilmesi için mevzuat ve uygulamaların daha dinamik bir yapıya kavuşturulması gerektiğini, özellikle ilaç kurunun yılda en az 2 defa güncellenmesinin önemini açıkça ortaya çıkarmıştır.


2016 yılında uygulamaya alınan mevzuata göre bir önceki yıla ait ortalama Avro kurunun %70’i olarak belirlenen ilaç kuru (Dönemsel Avro Değeri), 2019 yılında %60 seviyesine indirilmiştir. İlaç kurunun (DAD) Şubat ayının ikinci yarısında yürürlüğe girmesi ve yılda bir defa belirlenerek kur hareketlerine karşı sektörü korumasız bırakması sektörü her yıl daha da artan bir yükün altına itmektedir.


Bu kapsamda ülkemiz ilaç endüstrisini korumak ve gelişimini hızlandırmak için mali disiplin odaklı ilaç fiyat politikasından vazgeçilmesi ve ilaç kurunun (DAD) yılda birden fazla kez güncellenerek beklemeksizin uygulamaya alınması öncelikli adımlar olarak karşımıza çıkmaktadır.


SGK tarafından %41’lere hatta bazı durumlarda % 50’lere aşan oranlara varan iskontolara tabi olan sektör yoğun bir fiyat baskısı ile karşı karşıyadır. SGK tarafından izlenen maliyet odaklı geri ödeme sistemi nedeniyle ülkemizde ilaç fiyatları sadece referans aldığımız Avrupa ülkelerinden değil, hammadde ithal ettiğimiz Hindistan’dan bile daha düşük seviyeye gelmiştir.


KAYNAK:


**********


İEİS 2022 TÜRKİYE İLAÇ SEKTÖRÜ RAPORUNDAN ÇEŞİTLİ GRAFİKLER


Comments


bottom of page